M. Kösoğlu[1]
Balla binlerce yıldır sofamızı tatlandıran bal arısı, diğer arı ürünleriyle bizlere sağlık sunmaktadır. Bal arısının yeryüzündeki tozlayıcılar arasındaki payı % 85 dolaylarındadır. Bu oran, ne kadar vazgeçilemez olduklarını, hayatın devamında çok önemli görev üstlendiklerini göstermektedir. İnsanoğlunun her zaman merakını uyandıran arı ailesi veya koloni bir ana arı, yüzlerce erkek arı ve onbinlerce işçi arıdan oluşmaktadır. Koloninin her üyesi sosyal yapıları içerisinde üstlerine düşen görevleri eksiksizce ve düzenli olarak yerine getirirler
Arılar UV ışınları görebildikleri için insanların gündüz karanlık olarak algıladıkları kapalı alanlar arılar için aydınlıktır. Arıların başlarında yer alan duyargalar, koku, tat ve dokunma duyularını, hatta sıcaklık ve rüzgar hızını bile algılamalarını sağlarlar. Arıların duyargaları o kadar hassadır ki 2 km uzaklıktan balın kokusunu alabilirler.
Ana arı ve işçi arı döllenmiş yumurtadan meydana gelir. Diploid olan bu bireyler 2n=32 kromozoma sahiptir. Erkek arılar ise döllenmemiş yumurtadan meydana gelirler ve n=16 kromozoma sahiptirler. Ailenin bireylerinin kuluçka gelişimlerini incelediğimizde tüm bireylerin yumurta sürelerinin üç gün olduğu görülmektedir. Ana arıda yumurta döneminden sonraki 6 gün larva dönemidir. Bunu 7 gün süren pupa dönemi izler ve 16 gün sonunda gelişimini tamamlayan ana arı meşe palamudu şeklindeki yaklaşık 8 mm çapında 2,5-3 cm uzunluğundaki ana arı gözünden çıkar. Ana arı koloninin en uzun bireyidir. İşçi arılarda larva dönemi 6-7 gün sürer. Bu süreyi takiben 11-12 günlük pupa dönemi sonunda 21 günde ergin olur. İşçi arılar koloninin en küçük bireyidir. Ana arı ve işçi arı dişi bireyler olmasına karşın ana arı işçi arıya göre daha kaliteli zengin arı sütüyle beslenir. Bu beslenme sonucunda ana arıda üreme organları gelişmiştir. Buna karşı işçi arıların zehir kesesi iyi gelişmişken ana arıda az gelişmiştir. Ana arı iğnesini genellikle rakip ana arılar için kullanır. İşçi arıların bacağında polen sepeti ve fırça denilen yapılar varken ana arıda yoktur. Ana arıda işçi arılarda bulunan mum salgı bezleri, nasanov bezi, alarm feromonu bulunmaz. İşçi arıların nektar ve su taşıyabilmelerine olanak sağlayan kursak yapısı ana arıda yoktur. Erkek arıların gelişimi ise daha uzundur. Erkek arılar 8 gün süren larva döneminde polence zengin arı sütüyle beslenirler. Toplam 24 gün sonra ergin olarak pupadan çıkarlar. Koloninin en tombul bireyidir. İşçi arıların petek gözleri 5,37mm çapında iken erkek arıların petek gözü 6.91mm dolayındadır. Arının petek gözlerini altıgen olarak inşa etmesinin nedenleri yer, işgücü ve malzeme tasarrufudur. Petek gözlerinin kare olması durumunda bireylerin yuvarlak olması sebebiyle birim alandan aynı sayıda kuluçkanın üretilmesi olanaksız olacaktır. Daire olması durumunda ise daireler arasında kalan boşlular hem yer kaybına hem de malzeme kaybına neden olacaktır. Altıgen şekil yerden tasarruf sağlayacaktır. Ayrıca iki göz arasında yer alan duvar bitişik göz için kullanıldığında bir göz için üç duvar inşa edildiğinde işgücünden ve balmumundan tasarruf sağlayacaktır. Ergin ana arı hızla gelişip kolonideki görevlerini yerine getirebilmesi için hayatı boyunca etrafındaki genç işçi arılar tarafından yoğun olarak arı sütüyle beslenirler. Ana arı normal koşullarda kolonin tek yumurtlayan bireyidir. Yumurtalıkları iyi geliştiğinden karın kısmı koloni oluşturan diğer bireylerden daha uzundur. Yüksükten çıkan ana arı ortalama 3-5 gün sonunda eğitim uçuşlarına başlar ve yaklaşık 7 günde cinsel olgunluğa ulaşarak, çiftleşme uçuşlarına çıkar. Ana arı ile erkek arının buluşma noktası erkek arı toplanma alanlarıdır. Bu alanlar yılda yıla kolay kolay değişmeyen, vadi gibi kuytu yerlerdir Çiftleşme genellikle birkaç gün sürer. Bu süreçte yaklaşık 7-10 erkekle çiftleşir. Çiftleşme işleminin bitmesi ana arının sperm kesesinin dolmasına bağlıdır. Çiftleşme genellikle bölge iklim şartlarına bağlı olarak 13.00 -17. 00 saatleri arasında gerçekleşir. Çiftleşme sonunda erkek arı ölür. Çiftleşme işlemi biten ve sperm kesesi dolan ana arı kısa sürede 2-3 gün içersine yumurtlamaya başlar. Bu süre, kovanın gücüyle doğru orantılı olup güçlü koloniler ana arılarını daha kısa sürede kazanırlar.
Bazen hava şartlarının uygun olmaması veya çiftleşme döneminde yeterli miktarda erkek arı olmaması çiftleşmeyi uzatabilmekte bazen hava şartları bir daha ana arının çiftleşmesine izin vermemektedir. Bu durumda koloni yetersiz bir ana arıya sahip olur. Böyle ana arıya sahip koniler ana arılarını yenilerler. Ana arının koloni üzerinde etkileri vardır. Normal koşularda ana arının yaşam süresi 7 yıla kadar çıksa da modern arıcılıkta ortalama verimli yaşam süresi iki yılı geçmemektedir.
Ana arı başını petek gözüne sokarak gözün yumurta bırakmaya uygun olup olmadığını kontrol ettikten sonra yumurtayı bırakır. Bir göze yumurta bırakma işlemi 9-12 sn sürer.75-100 yumurtadan sonra bir süre dinlenir.
Ana arı güçlü bir kovanda gelişimin hızlı olduğu dönemde günde ortalama 2000 yumurtayı petek gözlerine bırakır.
Ana arının yumurtlama dışında bazı hormon ve feromonlarla kovan içi düzeni sağlar. Bu özelliği ile kovanın yöneticisidir. Çenesinde bulunan bezlerden salgılanan bir yağ asidi olan9-oxodecenoic asit kısa mesafelerde etkili bir madde olup işçi arıları kendi etrafına toplamaya yarar. Bunun birlikte salgılanan başka bir yağ asidi olan 9- hydroxydecenoic asit ile birlikte işçi arılarda ovaruyum gelişimini durdurarak yumurtlamalarını önler. Bu maddelere ana arı materyali adı verilir. Kendi kendini tımarlamasıyla da bütün vücuduna bulaşır. Ana arının etrafında devamlı halka halinde ve yüzleri ana arıya dönük bakıcı işçi arılar vardır. Bu işçiler ana arıyı yalar, besler ve dışkısını alırlar. Bu yalama sırasında aldıkları ana materyalini arıdan arıya tüm kovandaki bireylere yayarlar. Ana arıdan alınan bu madde işçi arıların yumurtlamasını önleyerek kovanda bir ana arı varlığını hissettirir.
Anasız kalmış kolonide işçi arıların kanında bu madde hızla düşer. 5-6 saat içerisinde kovanın anasız kaldığı anlaşılır. Ve koloni yeni ana arı üretmeye başlar.
Erkek arılar ise yaklaşık 12 günde cinsel olgunluğa ulaşırlar. Erkek arının görevi ana arıyı döllemektir. Koloni ana arısını çeşitli sebeplerden değiştirmek istediğinde yetersiz, yaşlı anaların kolonideki sayıları hızla artar. Özellikle çoğalma içgüdüsünün yoğun olduğu dönem olan bahar ayları normal koşullarda erkek arıların kovanda maksimum bulunduğu oğul dönemidir. Nektar kaynaklarının azalmasıyla erkek arıların koloni içeriside yoğunluğu düşer ve gerekirse işçi arılar tarafından kovandan dışarı atılırlar. Erkek arıların iğneleri yoktur.
Dilleri kısa olduğu için çiçekten beslenemezler. İşçi arılar tarafından veya petekten bal yiyerek beslenirler. Göz yapısı en gelişmiş bireydir. Erkek arıların yaşam süreleri yazın en çok 2 aydır.
İşçi arılar 4-5 haftalık yaşamları boyunca ortalama 2-3 hafta kovan içinde çalışırken 2-3 hafta da tarlacı olarak kovan gereksinimlerini sağlarlar. Pupadan çıkıp kendini temizledikten sonra kovan içi görevleri başlayacaktır. Gözden çıktıktan sonraki ilk üç günde petek gözlerini temizlemek, 4-6 gün larvaları beslemek, 6-12. günlerde arı sütü salgılamak kovan içindeki görevleridir. 3 hafta etkinliklerinde ise, kovan önünde oyun veya yön bulma uçuş denilen uçuşu yaparlar. Kovanda balmumu salgılayarak petek inşa ederler, kovan içerisindeki ölü arıları ve çeşitli kırıntıları kovan dışına atarlar, gözleri sırlar, nektarı oluştururlar. Propolisle ilgili işler yaparlar 3 haftanın sonunda da muhafızlık yaparak kovanın korumasını sağlarlar. Bundan sonra tarlacı arılar olarak görev yapar: koloni için gerekli olan nektar, polen, propolis su taşırlar. Unutulmaması gereken husus ise kovan içi görevleri kolonin ihtiyacına göre uzayabilir. İşçi arının yaşam süresi çalışma etkinliğine bağlı olarak kısalabilir veya uzayabilir. Örneğin yoğun nektar akımının olduğu dönemlerde bu süre 28 güne kadar düşerken, uçuş yapmadığı kış dönemini boyunca rahatlıkla yaşayabilirler. Uçuşların başlamasıyla kısa sürede ölecektirler.
Herhangi bir besin kaynağını belirleyen arı bu bilgiyi kullanarak daha fazla besin toplamanın yanına kolonisinin daha fazla besin toplayabilmesi için kolonideki arkadaşlarına bunu aktarmak ister. Bunun yöntemi ise kaynağın yönünü, mesafesini ve ne olduğunu anlatabildiği bir hareket biçimi olan arı danslarıyla aktarır. Bu danslardan biri, kaynağın 100m’den yakın bir mesafede olduğunu gösteren dairesel danstır. Diğeri ise Kaynağın 100m’de uzak olduğunda kaynağın yönünü, mesafesini hatta ne olduğunu anlatmaya yarayan kuyruk sallama dansıdır. Danslar petek üzerinde yapılır.
Bal: Koloni yaşamında bal enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır. Çiçekte bulunan ve nektaryum adı verilen organlardan salgılanmakla beraber bazen bitkinin başka bölümlerinde de doğrudan bitki tarafından ve zararlısı tarafından oluşabilir. Çiçek tarafından salgılanan nektar kendi yabancı tozlanama gereksinimini karşılamak üzere arıyı davet amacıyla salgılanır. Balın oluşumu şöyledir: Dilde toplanan nektar ağzın üzerinde yer alan emme pompasıyla hortum içerisinden emilir. Yemek borusu ve göğsü geçerek karnın ön tarafında bulunan kursağa gelir. Midenin ön bölümü kursağa bir valfle bağlı durumdadır. Kursakta toplanan nektar kasılmalarla ön mideye gönderilir. Ön mideden geri kasılmalarla kursağa dönerken içerisindeki katı ve atık maddelerden süzülür. Bu sırada sakkoroz invertaz enzim etkisiyle kimyasal değişime uğrayarak fruktoz ve glikoza parçalanır. Bundan sonra petek gözüne boşaltılarak olgunlaştırılır.
Bir arı kursağında ortalama 40 mg taşırken bu uçuş mesafesiyle ilgili olarak değişiklik gösterir. Mesafe uzadıkça sefer sayısı ve getirilen nektar azalacak ve bal birikimi az olacaktır.
Polen: Çiçeklerin erkek organları tarafından erkek üreme birimi olarak üretilen polen, protein kaynağı olup vitamin ve mineralce zengindir. Bir arı günde ortalama 5-8 en fazla 11-20 polen seferi yapabilir. Poleni arka bacağındaki polen sepetinde taşır. Arılar poleni petekte yavru sahsına yakın bir noktada depolarlar.
Propolis: Propolis arılar tarafından farklı tipteki ağaç ve bitkilerin özellikle tomurcuklarından toplanan yapışkan, sakızımsı ve zamksı maddelerin genel adıdır Yalnız propolisin yapışkanımsı olması propolisin yükünün boşaltılmasını geciktirmektedir. Kovanda yavru gözlerin cilalanarak temizlenmesinde, kovadaki çatlakların katılmasında, kovan giriş deliğinin daraltılmasında, kovana girmiş fakat işçi arılar tarafından çıkartılamayan büyük böceklerin üzerinin kaplayarak koloninin enfeksiyonlara karşı korunmak amacıyla, peteklerin kuvvetlendirilmesinde kullanır. En önemli propolis kaynakları arasında; kavak, çam, kestane, ökaliptus, kestane, meşe, söğüt sayılabilir.
Arı Sütü: Arıların, ana arı ve larva beslemede kullandıkları arı sütü 6-15 günlük işçi arıların yutak üstü bezlerinden salgıladıkları bir maddedir. Sütsü görünümü ve yavru beslemede kullanıldığı için bu isimle adlandırılmaktadır.
[1]Öğr. Gör. Mustafa Kösoğlu, Adnan Menderes Üniversitesi, Çine Meslek Yüksek Okulu